Adı Trabzon'la, Trabzonspor'la ve Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'yle özdeşleşen değerli bir simadır Ziyad Nemli. O hem gazeteci hem hikâyeci hem de teşkilâtçıdır.
Merhum Ziyad Nemli 26 Mart 1931'de Trabzon'da dünyaya gelmiştir. Annesinin adı Nesime, babasının adı ise Murat'tır. Nemli sırasıyla İskenderpaşa İlkokulu'nda, Kemerkaya Ortaokulu'nda ve Trabzon Ticaret Lisesi'nde okumuştur. Adıyla özdeşleşen gazeteciliğe profesyonel anlamda 1955 senesinde İstanbul''da başlamıştır. Bundan evvel de Yeniyol ve Halk gazetelerine imzasız haberler yazmış ve yayımlatmıştır. Türksesi, Dünya, Vatan ve Son Havadis gazetelerinde çalışmıştır. Vatanî vazifesini ifa ettikten sonra, biraz da 27 Mayıs Askerî Darbesi'nin etkisiyle 1961'de canından çok sevdiği memleketi Trabzon'a dönmüş, gazeteciliğe burada devam etmiştir. O sıralarda Hakimiyet, Yeni İstanbul, Sabah Postası, Yenigün ve Hizmet gazetelerinde yazmıştır. Fakat ne yazık ki hikâyeciliğe zaman ayır(a)mamıştır. Bu aslında Türk edebiyatı için önemli bir kayıptır. Keşke devam etseydi.
Güçlü bir kaleme sahip olan Ziyad Nemli, İstanbul yıllarında sürekli edebiyat ikliminde soluklanmış; bu yıllarda edebiyatımızın köşe taşlarından Yahya Kemal Beyatlı, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek, Abdülhak Şinasi Hisar, Behçet Necatigil, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Naim Tirali ve Said Maden gibi isimlerle tanışmış; bir kısmıyla şahsî ve edebî dostluklar kurmuştur. Bu önemli şahsiyetlerle aynı iklimde yaşaması onun sanat duyarlılığını ve yazma hevesini iyice kamçılamıştır. Bu önemli edebiyatçılarla ilişki içerisinde olması onu öykü yazmaya itmiş, çok da güzel öyküler yazmıştır.
Merhum Ziyad Nemli, Trabzon yıllarında gazeteciliği hayatının öznesi hâline getirmiştir. Büyük şair ve yazarlardan uzak kalan Nemli, sanatçı yanını köreltmiş, tabir caizse ikinci plana itmiştir. Bundan sonra tek hedef olarak gazeteciliğe dört elle sarılmıştır.
Onun Trabzon'daki ilk yıllarında, farklı bir gazete olan Sabah Postası'na apayrı bir renk kattığını görürüz. Zira İstanbul tecrübelerini kullanarak yazma konusunda ustalaşmıştır. Söz konusu gazeteyi yöneten Nemli, bütün hünerlerini bu yayın organında göstererek büyük beğeni kazanmıştır. Bu durum, gazetenin sahibi Ali Kalkanoğlu'nu da çok mutlu etmiştir.
Ziyad Nemli, onca gayretine rağmen çok uzun bir yayın hayatı süremeyen Sabah Postası'ndan sonra Yenigün gazetecine geçmiştir. Bu gazetedeki köşesinin adı "Oltaya Vuranlar"dır. Bu başlık altında Trabzon'u ilgilendiren çok sayıda konuya değinmiştir. Trabzon'un siyaset ve toplum hayatına dair yazdıkları çok ses getirmiştir. Öyle ki köşesinin ismi gazetenin isminin önüne geçmiştir. Gazeteyi alanlar ilk olarak bu köşeye bakar olmuştur. "Oltaya Vuranlar"ın tiryakileri oluşmuştur. Bu köşenin bu kadar çok beğenilmesinin sebebi bu başlık altında kaleme aldığı söz konusu yazılarda mizahla karışık tatlı sert bir üslûp kullanmasıdır. Yani o, hem meselelere parmak basmış hem de okurları güldürmüştür.
Ziyad Nemli, 1975 yılında, benim de uzun yıllar köşe yazıları kaleme aldığım Türksesi gazetesini kurmuştur. 1953 yılında İstanbul'a giden Nemli, aslında bu şehirde bu isimde yayımlanmakta olan, Demokrat Parti'nin bir çeşit sözcülüğünü yapan Türksesi gazetesinde düzeltmen olarak çalışmış; fakat söz konusu yayın organının ömrü uzun olmamıştır. Bu ismi beğenmiş olmalı ki Trabzon'a dönünce aynı isimdeki bu gazeteyi çıkarmaya başlamıştır. Daha sonraki yıllarda Karadeniz ve Kuzey Haber gazetelerinde fıkra ve makaleler yazmıştır.
Büyük bir basın emekçisi olan ve basının her alanında hizmetlerde bulunan merhum Ziyad Nemli, Trabzon'da da tasarımı ve muhtevasıyla büyük bir bölge gazetesi olsun diye ofset olarak basılan Karadeniz gazetesinin kuruluşunda çok büyük emekler sarf etmiştir.