Dört taraftan sıkıştırılmış biçare, masum bir millet dünyanın gözü önünde katlediliyor. Bir ile başladı. İki, üç derken dün itibariyle elli bini aştı.
İsrail'in, Gazze’ye 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 50 bin 944’e yükseldi.
Kaybolanlar, haber alınamayanlar, sakat kalanlar, yaralananlar ise katbekat fazla. Gazze’de ağıtlar, barut kokusuna karışıp arş-ı rahmana yükseliyor. Ölenler, kalanlar gökteki yıldızlar gibi artık. Saysan ne olur saymasan ne olur? Gece çökünce görüyor, gündüz olunca unutuyoruz.
Elli bin dokuz yüz kırk dördüncü ölüme vermediğimiz tepkiyi, korkarım ki yüz on altı bin yüz yirmi yedinci ölüme de veremeyeceğiz. Çünkü birinci ölüme tepki vermedik, veremedik. Daha acısı; 1948-2023 arası öldürülen on binlerce Filistinliyi, sürgün edilen milyonları unutmuşuz demek ki rakamlara ilave etmiyoruz artık.
Rakamları yazarken kolay yazılmıyor okurken nasıl kolay okunsun ki? Ama Gazze’de ölüm çok kolay, sudan bile ucuz. Mazlumlar Gazze’nin ölüm tarlalarında beşer onar ölüyor. Minik bedenler kuş olup uçamıyor, vuruluyor ve birer birer toprağa tohum olarak düşüyor.
Ölenleri, kalanları rakam, veri, istatistik olarak gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında görüyoruz. Enflasyon, istihdam verileri bir kenara maç sonuçları bile daha fazla ilgimizi çekiyor. Fenerbahçe’nin Galatasaray’ın hangi hafta kiminle karşılaşacağı, olası puan kayıplarını kendimize dert ediyoruz. Sıradanlaştı sayılar, ölümler hava durumundaki rakamlar kadar fazla mana ifade etmiyor Gazze’yi seyredenler için.
Starbucksdan kahve zıkkımlandık, Mc danoldstan hamburger tıkındık. Coca cola ile güzel gitti yediklerimiz, içtiklerimiz boğazımıza düğümlenmedi. Depremde sallanan avizeye bakar gibi baktık Gazze’ye, ha bitti ha bitecek diye ama bitmedi, bitmiyor.
Sıcak evlerimizde, korunaklı sitelerimizde kar yağınca yollar kapanır mı? Yağmur yağınca bağımız, bahçemiz sular altında kalır mı? Evimiz depreme dayanıklı mı? Yıkılır mı göçer mi? Patatese, soğana, benzine elektriğe zam geldi. Asgari ücret artmadı, emekli maaşı yetmedi. Ayın sonu gelir mi? Dolar, altın ne olur? Borsa ne tepki verir? Düşmüşüz kendi dertlerimize, hayatın gailesi bitmez demişiz, bakmışız önümüze.
Gazze’de gökyüzünden yağmur, kar değil bomba, kurşun yağıyor. Gazze’de evler depremden yıkılmıyor. Gazze’de insanlar trafik kazalarında, hasta yatağında ölmüyor. Gazze’de kendini hâkim, savcı diye tanıtan dolandırıcılar yok. Hafta sonu, bayram fırsat indirimleri yok. Gazze’de bayram da bile ölüm var.
Hz. İbrahim’e inan koç kurban edilmiyor artık Hanif topraklarda. Bu lanetli kavim, üç bin yıl önce bıraktığı kurban geleneğini günümüzde Müslüman öldürerek devam ettiriyor.
Ölenler sarı saçlı, mavi gözlü olmadığı için Amerika’nın hiç umurunda değil. Yahudilerin salıncağına binmiş emlakçı sarı saçlı delinin umurunda hiç değil. ABD’nin izni ve açık desteğiyle katil İsrail vahşetine devam ediyor. İsrail, Amerika ve Avrupa’nın el birliğiyle Gazze’yi imara hazır hale getiriyor. Ve ne yazık ki gözümüz, kulağımız hala ABD’nin vereceği tepkide, sözlerde.
Altmışa yakın Müslüman ülke ve yaklaşık iki milyarlık nüfusun, başta Uluslararası İslami Örgütleri olmak üzere tüm kuruluşları Kanarya Sevenler Derneği mülayimliğinde seyrediyor olup biteni.
Utanmadan insan kılığında dolaşan, sadece beyanat vermekle yetinen modern dünyayı yönetenleri gördükçe umudumuz azalıyor. Şili, Bolivya, Kolombiya, Honduras, İsveç, İspanya ve daha nice ülkede insanlığını kaybetmemiş binlerce onurlu insanın tepkisini gördükçe de direnişimiz, şevkimiz tazeleniyor.
Sivil, küçük ama tutkulu bir isyan kelebeği gibi tek başına kalsak da mücadeleye devam edeceğiz. Alışverişteki küçük bir tercihin, damla kadar küçük olsa dahi okyanusun bir parçası olduğunu unutmayacağız ve hiçbir zaman umudumuzu kaybetmeyeceğiz.
Allah’ın vaadi gerçektir. Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (SAV) buyuruyorlar ki: “Müslümanlar ile Yahudiler büyük bir savaş yapmadan kıyamet kopmaz. O savaşta Müslümanlar Yahudileri mağlup edecektir.”
Umudumuzu, inancımızı yüksek tutup, seyrek saflarımızı daha da sıklaştıracağız. Siyonistler, Müslümanlara zulüm etmeye devam etsin. Gören de var, bilen de var. İmanımız, inancımız zalimleri çok büyük azap beklediğini bizlere müjdeliyor. Zalimin zulmünden de mazlumun ahından da habersiz olmayan Allah, zalime mühlet veriyor, bizleri de imtihan ediyor. “Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (İbrahim Suresi 42.ayet)
O ölüm tarlalarında toprağa düşen her can; tohum oluyor, bir ölüyor bin diriliyor. Açlık, susuzluk, ilaçsızlık ne ki ölüm bile onları korkutamıyor. Lanet kavim, korkuyu korkutanlar için ölümün sadece en sevgiliye kavuşmak olduğunu bilmiyor.
Allah’ın laneti her daim onların üzerine olsun.