Bu gün dini bayramlarımızdan Kurban Bayramının ikinci günü. İnsan temelli bir anlatı da oluşturulmuş vacip bir amel. Ancak neticede dini bayramlar insanlar arasındaki huzursuzlukların kaldırılması, dargınların barıştırılması ve birlik-beraberliğin oluşturulması bakımından oldukça önem kesbeden günler olarak hafızalarda yer etmiştir.

Milli ve dini bayramların mahiyetinin tartışılmasından ziyade toplumsal katkısı dikkat merkezinde tutulmalıdır. Geleneksel de olsa aranan ancak bir türlü bulunamayan bir fırsatın gelişi olarak eş-dost ile sarılıp kucaklaşmak, hal hatır sormak, birlikte birkaç dakikayı mutlu yaşamanın hiç kimseye zararı olmayacağına göre dini ve milli bayramlarımıza yaraşır bir tutum ve davranış içerisinde bulunmalıyız.

Bayramların içerisinde şüphesiz Kurban Bayramının oldukça farklı bir yeri var. Çoğu zaman bu mübarek gün bir bayram havasından ziyade cehaletin oluşturduğu bir hayvan boğazlamaya dönüştürülmüş durumda. Özellikle kurbanlık hayvanların bir vacibin yerine getirilmesi sırasında insanı üzen muameleye tabi tutulmamaları gerekir. Tüm yasal ve dini uyarılara rağmen bu kısır döngü bir türlü bozulmuyor. Yine herkes kendi bildiğini okuyor. Hayvan kesiminde yeni işkence metotları icat ediliyor, yine de tatmin olmayanlar bir de yaptığı zulmü bir marifetmişçesine kameralara kaydediyor.  XXI. yüzyılda Kurban kesim işi ilkellikten çıkarılarak özellikle şehirlerde ya da toplu yaşam alanlarının olduğu yerlerde modern şekilde hijyenik olarak mezbahanelerde yapılmalıdır.

İbadetin esası ruhen ve bedenen temizliktir. Görünen o ki ruhen henüz temizlenememişiz. Aksi halde temizlenmiş olsaydık bu çirkinlikler ortaya çıkar mıydı? Aslında bu çirkinlikleri yaratanlar en az benim kadar yaptıklarının yanlış olduğunun farkındalar. Ama maalesef alışkanlıkları terk etmek o kadar kolay olmuyor işte.

Yine de adı üzerinde bayram. En azından insanların bir yere toplanmasına vesile oluyor. Geçmiş yad edilip, bir anlığına da olsa mutluluklar yaşanıyor. Geçmişlerimizin kabirleri ziyaret ediliyor. Az da olsa dargınlar barıştırılmaya çalışılıyor. Bunlar elbette bayramların mahiyetindeki fazileti yükseltiyor.

Bayramlar insanların kaynayıp kaynaşmaları için emsali bulunmaz fırsat günleridir. Kalpleri kin ve nefretle, garezle yeterince kararmış insanların birkaç günlüğüne de olsa insani hisler taşımaları için bir vesiledir. İstenmeyerek dahi uzatılmış olan ellerin kalplere huzur getirdiği çok kere görülmüştür: Bu bayramın insanlık aleminde huzur vesilesi olmasını diliyorum.