Çin komünist devlet yöneticileri, yıllardan beri devam eden, ancak son yıllarda Filistin Gazze'de yapılan zulümler nedeniyle Doğu Türkmenistan’daki aşırı zulümleri ikinci plana bırakmıştır.

Çin komünist zulmü, dünya devletlerinin gözünün içine baka baka, Türkmenistanlı kardeşlerimize şiddetle asimilasyon uygulamaktadır.

Bakınız, Çin komünist idaresi birçok bahane uydurarak, Ramazan ayında bile "Sahura mı kalktınız?" diyerek evlere baskın yapmakta, insanları ya şehit etmekte ya da hapse atmaktadır. Gazze'de olduğu gibi, insanlık âlemi maalesef onların bu zulmünü izlemekle yetiniyor.

Bu dünyada yaşayan ve insan olmanın gerektirdiği merhamet duygusuna sahip olan herkesin, bu zulümlere, katliamlara ve vahşetlere karşı tepki göstermesi, dur demesi gerekmiyor mu? Biz şunu çok iyi biliyoruz ki, dünya devletlerinin bu zulümlere karşı olan duyarsızlığı, zulme uğrayanların Müslüman Türk oluşundan ileri gelmektedir. Ama unutmasınlar ki, bir gün devran dönecek ve sıra onlara gelecektir.

Enteresandır; Türkiye olarak Suriye'ye, Myanmar'a, Irak'a, Filistin'e ve Lübnan'a gösterilen tepkilerin, Doğu Türkistan kardeşlerimiz için de gösterilmesi gerekmiyor mu? İnanın, bu duruma anlam vermekte zorlanıyoruz.

Biliyoruz ki, dünyanın var oluşundan bu yana müşriklerin, İslam'ı yaşayan milletlere acımasızca saldırıları devam edecek. Komünist Çin yönetiminin Türkmenistan'daki kardeşlerimize yaptığı asimilasyon ne ilk, ne de son olacaktır. Ancak inandığımız şudur ki, zulümler baki değildir. Ne demişler; zalimin zulmü varsa, mazlumların Allah'ı vardır. Bu böyle bilinmelidir.

Biz Türkiye olarak, bu zulümlere duyarsız kaldıkça, Komünist Çin baskıları son bulmayacaktır.