Hangi birini yazacağız ki? Hangi birine ağlayacağız ki? Vatan evlatları toprak olmuş! Şehitler tepesine yine fakir çocukların adı yazılmış!

Dertlensen ne olacak ki?

Ne değişecek?

Ölenler hep aynı

Ayakta kalanlar hep aynı

Ne güzel ya; iki göz yaşı iki satır paylaşım üç-beş de cümle kurduk!

Bir de sosyal paylaşım yaptık rahatladık!

Sonra da herkes kendi yoluna

Öyle ya nasıl olsa Şehitler Tepesi  emin ellerde

Nasıl olsa bu vatanı kollayanlar-koruyanlar var

Biz işimize bakalım öyle değil mi?

Nasıl olsa ateş hep düştüğü yeri yakıyor

Kerpiçten evlerin yiğitleri ölmeye devam etsin ne olacak  ki?

24 saat içinde 12 şehit verdiğimiz günün akşamı  utanmadan arlanmadan ahlaksızca Trabzon’da  Hülya Avşar’ı dinlemeye gidip göbek atan da biz

Aynı akşam evlatlarının tabutlarını gözyaşları içinde bekleyip  bir daha göremeyecek analar da biz hemi?

Hepimiz aynı gemideyiz yani he!

Aynı gemideysek madem?

Zengin züppelerin çocukları  niye Şehitler Tepesinde değil o zaman?

Niye rezidansta yaşayanların çocukları TOPRAK olmuyor

Niye hep kınalı eller kan-revan içinde kalır?

Neden bu ülkenin kahrını-yükünü yoksullar çeker?

Niye hep onlar ezilir?

Niye her zaman ağıtları onlar yakar

Hep mi aynı anlar ağlayacak aynı babalar yanacak?

Yazacak daha çok şeyim var da

Nefesim yetmiyor artık

Şehidimiz Yasin Karaca’nın yıkık-dökük  baba evinden bir ses yükseldi

O sese kulak verip bitireyim yazımı

“Ey yıkık halısı hasır

Döşeği çuldur

Oğlu şehit, torunu yetim

Gelini duldur

Neden hep bu vatanı

Koruyanlar yoksuldur”