Türkistan Eyaleti, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan tarihî İpek Yolu güzergâhında bulunmaktadır. Bu kadim şehir Kazakistan’ın 1991’de bağımsızlığını ilân etmesiyle birlikte yeniden canlanmaya başlamış, manevî açıdan Türklerin gözdesi olmuştur.

Kazak Hanlığı’nın başkentliğini de yapan Türkistan şehri, Orta Asya’daki Türk devletlerinin İslâmlaşma sürecinde merkez şehir konumundaydı. Türkistan özelde düşünürsek Kazakistan'ın, genelde düşünürsek Türklük âleminin (b)eşiğidir. Bir ilim ve irfan yurdudur.

           

Türkistan şehri, Kazakistan'ın en güneyindeki kurak bozkırların ortasında yer almaktadır. 500'lü yıllarda Buhara, Semerkant ve Hive'den kuzeye giden kervan yollarının kesiştiği noktada kurulmuştur. Kazakistan'ın güneyinde, Sırderya Nehri'ne çok uzak olmayan bir şehirdir. Kazakistan'ın en eski şehirlerinden biridir. İki bin yıllık geçmişi olan bu kadim şehir, bugün Orta Asya'daki en önemli Müslüman inanç merkezlerinden biridir. Bu noktada Timurlenk tarafından yaptırılan Hoca Ahmed Yesevî'nin türbesi önemli bir yer tutmaktadır.

           

Türk dünyasının manevi lideri Hoca Ahmet Yesevî'nin de yaşadığı Türkistan, aynı zamanda Orta Asya’daki İslâmlaşma sürecine hizmet etmiştir. Türkistan Eyaleti, 2 milyonu aşkın nüfusuyla Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan Tarihî İpek Yolu güzergâhında yer almaktadır. Türkistan Orta Asya mimarisinin eşsiz eserlerine ev sahipliği yapmaktadır.

           

Türk Dünyası'nı bir bedene benzetirsek bu bedende Türk Dünyası'nın kalbidir Türkistan. Malumdur ki kalp olmadan beden hiçbir şey ifade etmez. Beden kalple bütünleşince insan oluruz. Aksi halde beden sadece bir et yığınından öte bir anlam ifade etmez. Zira vücudu canlı, diri ve iri tutan kalptir. O, bedeni oluşturan organlara kan pompalamazsa organlar hayatiyetini kaybederek kısa bir süre sonra ölürler. İşte öyle de Kazakistan'ın gözbebeği olan Türkistan şehri Türk Dünyası için çok ehemmiyetli bir şehirdir. Onu önemli kılan unsurların başında hiç şüphesiz ki tasavvuf şiirimizin pîri, hak ve hakikat dostu  Hoca Ahmed Yesevî gelmektedir. Ahmed Yesevî Hazretleri, Türkistan'ın güneşidir.

           

"Pîr-i Türkistan" olarak da anılan Hoca Ahmed Yesevî, Asya'dan Avrupa'ya bütün Türklerin manevî güneşidir. Onun Divan-ı Hikmet'ten süzülen hikmetli sözleri önümüzü aydınlatan ışık olmuştur. Bu sözler buz tutan yüreklerimizdeki asırlık buzları eritmiştir.

           

Teşbihte hata olmaz derler ya; İslâm âlemi için Mekke ve Medine şehirleri neyse Türklük âlemi için de Türkistan bir anlamda odur. Peygamberimizin mübarek mezarının Medine'de olması oraya çok büyük bir manevî değer ve uhrevî hava katmaktadır. Öyle de Türklerde tasavvufun öncüsü sayılan Hoca Ahmed Yesevî'nin mezarının Türkistan'da olması buraya da ayrı bir değer ve uhrevî hava katmaktadır.  Dünya coğrafyasına dağılan Türk halkları bu şehri bu yüzden kutlu bir yer olarak görmekte ve fırsat bulanlar ziyaret etmektedir.

           

Yaklaşık 1389 yılında Emir Timur tarafından hiç çivi kullanılmadan inşa edilen Orta Asya’nın tuğladan yapılmış en büyük kubbesine sahip türbe, iki kat ve 35 odadan oluşuyor.

           

Hoca Ahmed Yesevî Türbesi'nin girişinde 2 metre 45 santim çapında ve 2 ton ağırlığında bronz bir kazan yer almaktadır. "Taykazan" olarak adlandırılan kazanın zamanında cuma namazı sonrası ziyaretçilere şifalı su dağıtılması için kullanıldığı kanaati yaygındır.

           

Yesevî Türbesi'nin dış kısmında ise Hoca Ahmet Yesevî’nin 63 yaşına geldikten sonra Hz. Muhammed (sav)’den daha fazla güneşi görmeyi hak etmediğini düşünerek yaşadığı yer altı evi de bulunmaktadır. Yaklaşık dört metre derinlikte ve 18 odalı yer altı evindeki "Hıluet" yer altı camisinde Yesevî'nin, "Divan-i Hikmet" eserini yazdığı biliniyor.

           

Ahmed Yesevî'nin bu şehirde doğup büyümesi, bu şehri manevî açıdan inşa ve ihya etmesi Türkistan'a apayrı bir kimlik kazandırmıştır. Türkistan'daki Ahmet Yesevî Türbesi’nde 30’a yakın Kazak Hanı, 50’den fazla bey ve kahraman defnedilmiştir. Türbe, 2002'de Kazakistan'ın UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilen ilk eseri olmuştur.

           

Öte yandan Hoca Ahmed Yesevî’nin ilk hocası ve manevî babası olan Arslan Baba'nın Emir Timur tarafından yapılan türbesi, Türkistan’a 60 kilometre mesafede bulunmaktadır.