Ak Parti kongre sürecine girdi. Özellikle son seçim sonuçlarından sonra Ak Parti’de kayıpların olduğu, seçmenin kimisinin yönünü değiştiği kimisinin de sandığa gitmediği görüldü. Seçim akşamı bu durumdan ders çıkaracağını, üzerine düşen neyse yapacağını söyleyenler kongreleri yine parti içerisindeki alışılagelmiş geleneklere ve temayüllere göre yapıyor.

Çok zamandır bu konu aklımdaydı. Ak Parti’de bu oy kayıplarının ardından ne gibi bir değişiklik olacak diye gözlemlerken şu kanıya vardım. Partide A Takımı değişecek söylentileri şöyle dursun parti içi sistem değişmedikçe Ak Parti’de bir şeylerin değişmesi zor bence.

Belki yazı yazmanın giriş gelişme sonuç kuralına ters olacak ama ben en sonda söyleyeceğimi en başta söyledim. Kongre süresince aday adayları ve mevcut il ve ilçe başkanları sabah akşam Ankara yollarını aşındırdılar.

Kimi gitti kulis yaptı, kimi kendini çağırttırdı, kimi de parti tarafından genel merkezde ağırlandı. Partide ayaküstü üst düzey görevlilerle rastlaşıp fotoğraf çektirenler bile kulislerde ve sosyal medya hesaplarında bilmem hangi başkanla veya hangi vekille “Hasbihal yaptık.” diye de yazmayı ihmal etmediler.

Aslında sadece “Merhaba” deyip fotoğraf çektirenlerin gazetelerin kulis sayfalarına veya sosyal medya hesaplarına “Hasbihal yaptık” diye yazdırması bile siyasette samimiyetsizliğin bir göstergesidir. Merkeziyetçi bir yönetimden ziyade “Ben olayım, benim olsun” anlayışına dönen bu sistemde bir yere kadar. Sonra seçmen sandıkta ayarı veriyor.

Çoğunluğun Ak Parti fabrika ayarlarına dönecek beklentisine girerken kongrelerde “Genel merkezin adayı” söylemini seçmen olarak yanlış bulduğumu altını çizerek söylemek istiyorum. Madem genel merkezin adayı olacak, madem diğer aday desteklenmeyecek o zaman bu demokrasi söylemleri niye?

Bunun neresinde demokrasi var? Parti içerisinde bir yarış olmayacaksa merkez yürütme kurulu otursun her ilde tek liste yapsın atasın o zaman. Daha sağlıklı olmaz mı? Mademki kongrelerde çift liste gerginliği ve huzursuzluğu sonrası kongreler iptal olacak, o zaman bu demokrasi havası kime?

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde hafta sonu yapılacağı söylenen Ak Parti Ortahisar ilçe kongresi iptal edildi. Neden mi? Genel merkez kendi adayını Seyit HİSOĞLU olarak duyurdu ve karşısında yine parti içerisinde Cevat KARA aday olarak çıkınca kongrenin seyri değişti ve kongreyi genel merkez iptal etti.

Şimdi sorum şu; seçileni seçtiren bu sitemle demokrasi olmuş oluyor mu. Ya da bu sistemle parti oylarının artmasını beklemek ne derece doğru? Peki, bu anlayışla Ak Parti fabrika ayarlarına geri döner mi? Parti içerisinde kimin aday olacağını belirleyenleri şu seçim kaybedilen ortamda kim belirleyecek?

Parti içerisinde demokratik yarış ve yönetime katılım tabanın sesinden uzak olursa beklentiler boşa çıkar. Seçim akşamı üzülenler yine değişmez. Ben şimdilik bunu görüyorum, umarım yanılırım.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.